Gaziantep’te son zamanlarda iç mimariye önem giderek artıyor. Nesiller değişirken yeni tarzlarla birlikte insanlar farklı tasarımlara yöneliyor. Genç ve modern iç mimarinin başarılı örneklerinden birisi olan İç Mimar Esra Şerbetçi Akbulut ile yaşam alanları tasarlamanın inceliklerini ve püf noktalarını konuştuk. “Tasarımınızı insanlara yansıtabilmesiniz” diyen Akbulut ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız sizlerle..

-Esra hanım biraz kendinizden bahseder misiniz ?

 

1980 yılında Gaziantep’te doğdum. İlk Orta ve Lise öğrenimimi Gaziantep’te tamamladım. Daha sonra İstanbul Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık bölümünden mezun oldum. Yazları Babamın fabrikasındaki desen stüdyosunda  kara kalem çalışmaları yaparak ilk çizimlerimi yapmıştım. Daha sonrada hedeflerime çizdiğim yol doğrultusunda devam ettim. Sevdiğim mesleği yapıyorum ve bundan çok keyif alıyorum. Evliyim ve iki çocuk annesiyim.

 -Meslek kariyerinize ne zaman başladınız?

Üniversite yıllarımda 3.sınıf öğrencisiyken hem okuluma devam edip hem de part time mesleğimle ilgili çalışmaya başladım. Mezun olduktan sonra 1.5 yıl tecrübe kazanmak ve piyasayı öğrenmek için Gaziantep’te bir firmada çalışmaya başladım ve sonra Modart Mimarlığı açarak kendi ofisimde bir fiil 12 yıldır çalışmaya devam ediyorum.

 -Mesleğinizin size göre en cazip gelen yönü nedir sizce?

İnsanların en değer verdiği yasam alanlarını gerek ev gerek iş yeri olsun bunu en keyifli ve en işlevsel hale getirmek ve orada yaşadıkları zaman sizi her gün güzel bir şekilde anmaları kadar güzel bir şey olamaz. Kısacası insanları mutlu etmeyi seviyoruz diyelim. Tabi bu herkesin düşündüğü gibi sadece masa başında tasarım yaparak olmuyor maalesef. Benim işimde en keyif aldığım yer tabi ki şantiye imalat aşaması. Ben biliyorum demek değil, her gün yeni bir şeyler öğrenmek, başkalarından fikirler almak ve bu bilinçle çalışmak kadar doğru bir şey yok. Tasarımlarımın hayata geçmesini görmek beni çok mutlu ediyor. Her tasarımımı evladım gibi görüyorum.

 -Çalışma hayatınızda bir gününüz nasıl geçer?

Ben her gün sabah saat 9’da işyerinde güzel bir Türk kahvesiyle işe başlarım. Daha sonra sabah saatlerimi şantiyelerimi ziyaret ederek geçiririm. Sonrasında da ofiste tasarım ve müşteri randevularım başlar ve zaman su gibi akıp geçerken daha gün bana yetmemişken gün sonu olup artık evimde bir anne ve eş modeline bürünüp günü sonlandırıyorum.

-İnsanlara dekoratif yaşam alanları tasarlarken özellikle dikkat ettiğiniz kriterlerden bahseder misiniz?

Tabiki öncelikle yapacağım dekorasyonu gelen arz ve taleplere göre yapıyorum. Kullanıcıların nasıl bir tarzdan hoşlandıklarını ,kullanırken hayatlarını kolaylaştırmanın ve bunula birlikte keyif alacakları mekanı tasarlamaya özen gösteriyorum. Bu tasarımları yaparken her zaman sadelikten yanayım ,çok eşya kalabalık bir tasarımdan ziyade az eşya ama kesinlikle çarpıcı birkaç dokunuşla o mekanı vurgulamayı daha çok seviyorum galiba.

Günümüzde mobilya sektörü hızla ve yeni çizgilerle gelişiyor. İç mimar olarak bir mekanı yeniden tasarlarken ne tarz mobilyaları öneriyorsunuz?

Bu yine kullanıcıya bağlı ve onun yaşam stiline bağlı ama mekana uygun olması en önemli faktör. Gerek modern gerek avangart ya da klasik olsun, doğru yerde kullanım önemli olan.

-İç mimari de yeni gelişen trendler nelerdir ? Sizce Gaziantep’in iç mimariye bakış açısı nasıl?

Her gün yenilenen gerek tasarım, gerek malzeme olarak takip edilmesi ve sürekli yeniliklerin pesinde olmamız gereken bir mesleğe sahibiz. Bu da bizi monotonluktan çıkardığı için mesleğimizin güzel yanlarından biri. Gaziantep’te iç mimariye artık gerçekten insanlarımız önem vermeye başladılar. Ben mesleğe ilk başladığım yılardaki bakış acısıyla şu an çok farklı. İnsanlarımız daha bilinçlendi bu konuda. Herkes en ufak bir oda tasarımında bile iç mimarla çalışmaya başladı bu da gerçekten beni mutlu ediyor çünkü mesleğimin hakettiği değeri görmek güzel bir şey. 

 -Yeni ve devem eden  projelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

İç mimari proje olarak ev, iş yeri, fuar standı ve benzeri birçok alanda proje uygulaması yaptım ve halen devam  ediyorum.

-İç mimarlık okuyan ve bu alanda ilerlemek isteyen genç FACE okurlarına ne söylemek istersiniz?

Çok okusunlar. Dünyayı, uzak ve yakın geçmişte olanları ve bugün yaşananları öğrenip takip etsinler. Merak etmekten yılmasınlar ve olabildiğince gezip görsünler. Gezerken de okusunlar, okurken düşünsünler. Sorgulayarak ve inandıkları gibi üreterek dirensinler. Eğer haklılarsa bir gün mutlaka olacaktır.

-Bir ev yada ofis dekorasyonu için size gelsek hayal ettiğimiz mekanı öğrenebilmeniz için bize neler sorardınız ?

Yasadığınız mekanda görmekten hoşlandığınız malzeme ve renkler nelerdir, yasam tarzınızı belirleyen alışkanlıklarınız nelerdir, yapmaktan zevk aldığınız eylemler nelerdir. Bu tarz soruları sohbet arasında sorup ve genel olarak sizin yaşam tarzınız ve keyif aldığınız eylemleri anlayıp tasarımıma başlamış oluyorum.